Diyarbakır Kadınlar Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Elif Üngür, 14’ü tutuklu 17 meslektaşıyla birlikte “örgüte üye olmak” suçlamasıyla cezalandırılmak isteniyor. Gazeteciler 11 Temmuz’da Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. İddianamenin Üngür’le ilgili bölümünde, sunduğu Medya Kültürü programının içerikleri suçlama konusu yapıldı.
KÜRT KÜLTÜRÜ FESTİVALİ MÜFREDATI
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, gazetecilerin gözaltına alındığı sırada yapım şirketlerine yapılan baskınlarda ele geçirilen “deliller” arasında Üngür hakkında herhangi bir “delil” bulunamadığı iddianamede belirtildi. Ancak Üngür’ün sunduğu Medya Kültürü programının içerikleri kısa sürede suç delili olarak gösterildi.
Programın Newroz, Kuzey ve Doğu Suriye’deki kültürel etkinlikler ve müsadere kararı olan kitaplarla ilgili içerikleri kabahat sayıldı. İstanbul Kürt Sinema Festivali’ne ilişkin sunum, “Festival yoğun ilgiyle başladı. Festival 1933’te çekilen Ezidi Kürtler filmiyle açıldı. Festival, başta Halil DAĞ olmak üzere özgürlük mücadelesinde hayatını kaybedenlere saygıyla başladı. ve Hacı Lokman BİRLİK” de suç olarak gösterildi. .
İddianamede programların içeriklerinin örgütün talimatıyla yapıldığı ileri sürüldü. İddianamede dikkat çeken detaylardan biri de telefon kasetiydi.
İddianamede, Üngür’ün M. isimli şahısla telefonda İ.S. dahil edildi. İddianamede, İ.S. Güvenlik Bilgi Sistemlerinde rastgele bir bağlanma kaydı bulunmadığını ve M. isimli şahsın kimliğinin tespit edilemediğini bildirdi.
“GİDİLECEK YERİ SÖYLEMEMEK SUÇTU”
İddianamede söz konusu görüşme “şüpheli görüşme” olarak nitelendirildi. Ayrıca M.’nin telefon görüşmesinde Üngür’e gideceği yer hakkında herhangi bir bilgi vermemesi de “gizli konuşma” olarak değerlendirildi. M.’nin gideceği yere ilişkin bilgi vermemesine ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Elif Üngür’ün ‘Medya-Kültür’ programının sunucusu olduğu ve zanlının teröristin amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket ettiği düşünüldüğünde. örgüt faaliyetleri kapsamında görüştüğü kişi terörize edilmiştir. örgüt kırsal yapılanmaya katılabilir (…)”
Ne oldu?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Amed merkezli yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de Kürt gazeteciler ve çalıştıkları üretim şirketlerine baskın düzenlendi. Gazeteciler, gözaltına alındıktan sonra 16 Haziran’da adliyeye sevk edildi. 8 gün polis merkezinde kaldı. Gazeteciler arasında JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Ertaş ve Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum yer aldı. Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Sevinç Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geçiken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin “terör örgütüne üye olmak” teziyle tutuklandı. Gazeteciler Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın ve Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
18 GAZETECİ, 15’İ TUTUKLU
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu gazeteciler Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Güler, Mehmet Ali Ertaş, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geç, Remziye Temel, Serdar Altan, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Gözaltına alınmayan Bulut ve Mehmet Şahin ile Kadir Bayram, Esmer Tunç ve Mehmet Yalçın. 728 sayfadan oluşan iddianame Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve duruşma 11 Temmuz’a bırakıldı. 21 Mart’ta tutuklanan JINNEWS Genel Yayın Yönetmeni Safiye Alağaş ile gazeteci Gülşen Koçuk hakkında tutuksuz yargılanan belgeler ayrıldı. Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen bu iddianameye dahil edilmedi. (HABER MERKEZİ)
